SEYYİD HARUN VELÎ (?- 1320)

Seyyid Hârun Velî Hazretleri Horasan'da dünyaya gelmiş, Horasan bölgesinde bir Emirdir. Amcasının vefatı ile kendisi Emir olmuş. Bölgede sayılan sevilen bir kişi, atalarının dedelerinin mezarlarını sıklıkla ziyaret eden bir Emir olarak atalarının bir mezar ziyareti sırasında gaipten bir ses duyuyor: “Ya Harun!...” diye. Ürperir, ürker, geri gider, etrafındakilerle istişare eder.

Yine bir mezar ziyareti sırasında tekrar ses duyuyor; “Ya Harun!..Rûm’a(Anadolu’ya) git, Karaman ülkesinde Küpe Dağı eteklerinde bir şehir kur!...”

Bu olay üzerine Emirliği, tâcı tahtı terk ederek yanında kırk dervişi ve kardeşi olduğu halde yollara düşer. Bir beyaz bulutun rehberliğinde Bağdat’a gelir. Kırk gün Bağdat’ta kaldıktan sonra Konya’ya gitmek için yola çıkar. Yol boyunca Türkmen nüfusun yoğun olduğu bölgelerde pek çok köy ve bu köylerde tekkeler kurar. Nihayet 1302 yılı civarında Konya’ya gelir. Konyalı Hoca Ahmed Fakih’in kendisinden sonra işaret ettiği kişi olduğu düşünülen. Seyyid Harun Veli’ye Konya’dan ayrılmaması için halk yalvarır. Seyyid Hârun Velî ise yolculuğunu devam ettirmek zorundadır, ona rehber beyaz bir buluttur. Beyaz bulutu takip ederek Konya'ya gelmiştir. Beyaz bulut onu şehri kuracağı Küpe Dağı'na götürecektir. Konyalıların ısrarlarına rağmen Konya'dan ayrılarak misyonunu yerine getirmek için yolculuğa devam etmiştir. Bu yolculuk sırasında gayrimüslimler ile savaştığı da rivayetler arasındadır. Hatta yüzünü peçe ile kapatmıştır, çok fazla yüzünü gösteren bir kişi değildir. Gayrimüslimler yüzünü gördüklerinde ürkerler veya onunla mücadeleden kaçarlarmış.

Yaklaşık iki yıl Konya’da kalıp 1305 yılının ilkbaharında misyonunu yerine getirmek için Küpe dağı civarına hareket etmiştir. Küpe dağı civarındaki Elite (Vervelit) isimli antik bir şehrin kalıntılarını kullanarak halifelerinin ve bölge halkının yardımıyla Seydişehir’i kurar.

Seyyid Harun Veli, Akdeniz ve Ege bölgelerinin İslamlaşmasında önemli vazifeler ifa etmiş, gayrimüslimlerle mücadelelerde de yer almıştır. Bir emir olmasının yanında iktidar hırsı bulunmayan dervişlik gayesi güden bir alimdir.  Seyyid Hârun'un şehrin kuruluşundan sonra inzivaya çekildiği, namazlarını cemaatle tekkesinde eda ettiği, tefekkür içerisinde ömrünün kalan kısmını burada geçirdiği belirtilmektedir. Seyyid Harun Velî türbe kapısı üzerindeki kitabeye göre Hicrî 23 Rebiülevvel 720 (3 Mayıs 1320) de  vefat etmiştir. Bugün halen kendi adıyla anılan cami-i şerifin kuzey girişindeki türbede metfundur.